Helenistik Dönem
Helenistik dönemde inşa edilen Hıdırlık kulesi
Perslerin bu ikinci egemenlik devri, Büyük İskender'in 334 yılında Pers egemenliğini koparmak ve Grekler'in daha önce uğradıkları haksızlığın öcünü almak üzere Küçük Asya'ya geçmesine kadar sürmüştür. Büyük İskender'in Batı Anadolu'dan başlayarak güneye doğru inen seferinde, savunmalarını kendi orduları ile yapan kentler fazla direniş göstermeksizin teslim oldukları için, kış mevsiminde Büyük İskender direniş görmeden Likya'ya kadar sokuldu. Teker teker kentlerin yönetimini eline aldıktan sonra, ilkbahardan önce Pamfilya'ya vardı. Daha o devirde Antalya kenti kurulmadığı için Pamfilya içinde ilk durak Perge kenti oldu.
Pergeliler kendisini dostça karşıladılar. Büyük İskender, buradan doğuya doğru ilerlerken yolda Aspendoslular'ın elçileri ile karşılaştı. Elçiler İskender'in koşulları kabul ettikleri için Büyük İskender Aspendos'a uğramadan Side'ye doğru yoluna devam etti.
Side'de hiçbir direnişle karşılaşmayan Büyük İskender, tekrar batıya, Sillyon'a yöneldi. Burada ilk kez bir direnişle karşılaştı. Hazırlıksız yaptığı bir saldırıdan sonuç alamayınca, ikinci bir saldırı hazırlığı içinde iken, Aspendos'tan hoş olmayan birtakım haberler kendisine ulaştı. Aspendoslular, elçilerinin kabul ettiği koşulları yerine getirmekte ikirciklendiklerinden başka, bütün varlıklarını Akropolis'e taşımışlar; kalelerinin yıkık bölümlerini onararak, direniş için her şeyi hazırlamışlardı. Büyük İskender Sillyon'u ele geçirmekten vazgeçerek, bütün ordusuyla Aspendos üzerine yürüdü ve kentin aşağı mahallelerini ele geçirerek, asıl kentin bulunduğu Akropolis'i kuşattı. Aspendoslular, Büyük İskender'in bir kez batıya yöneldikten sonra tekrar geriye dönmesini hiç olası görmemişlerdi.
Bugüne kadar Büyük İskender hiçbir yenilgiye uğramadığı için, Aspendoslular korktular ve teslim olmayı en iyi sonuç olarak kabullendiler. Bu yeni koşullara göre: Aspendos yıllık 100 altın talent vergi, her yıl Pers krallarına 4.000 seçme at ve kentin ileri gelenlerinden bazıları rehin olarak verecek, bir Makedonya askeri birliği kentte bırakılacak ve Büyük İskender'in seçeceği bir valiye boyun eğilecekti. Aspendoslular bu koşulları kabul etmekten başka seçenek bulamadılar.
Büyük İskender'in bu bölgeyi ele geçirmekteki amacı, Küçük Asya'nın güney kıyılarını Persler'e karşı bir deniz üssü olarak kullanmaktı. Sillyon'un ele geçirilmesinde fazla bir yarar görmeyen Büyük İskender, Sillyon'a saldırmadan Perge'ye döndü. Büyük İskender'in Gordion'da Parmenion'un yönetiminde ordusunun diğer bölümü vardı. Her ikisinin buluşma yeri Gordion olarak kararlaştırılmıştı.
Büyük İskender'in generallerinden Ptolemaios'un raporlarından faydalanarak bir kitap oluşturan Arian, “Yolu Termessos üzerinden geçiyordu” diyor. Frigya'ya geçmek isteyen Büyük İskender için bu yol ne kolay, ne de kısa idi ve ayrıca Termessoslular tarafından kapatılan tehlikeli geçitlerden biri olan Yenice Boğazı'nı geçmekte direndi. Acaba Büyük İskender bugünkü Burdur'a giden antik yolu niçin tercih etmemişti? ‘Büyük İskender'in İzinde” adlı kitabı yazan Freya Stark da bu duruma şaştığını, ancak Termessos'un soygunculuklarından çok rahatsız olan ve ele geçirilmesini isteyen Pergeliler tarafından Büyük İskender'in bu yanlış yola sevk edildiğini yazmaktadır.
Arian'dan, Büyük İskender'in geçitteki alt savunma yerlerini ele geçirerek kenti almayı düşündüğü sırada, Selge'den bazı elçilerin gelerek ona dostluklarını bildirdiklerini öğreniyoruz. Ancak onların Büyük İskender'e ne anlattığı konusunda bilgi yok. Büyük bir olasılıkla, yanlış yolda olduklarına dikkatlerini çekmiş olmalı ki, Büyük İskender kenti almaktan vazgeçerek doğru Sagalassos'a ilerledi. Bu arada Büyük İskender'in -akla yakın olarak- kenti ele geçirmek istediği ve bunu başaramadığı duyumlarını da dikkate almak gerekir.
Bu bölge, İ.Ö. 323'te Büyük İskender'in genç yaşta ölümü ile ortaya çıkan ve geniş bir imparatorluğu parçalamak yolunu izleyen generallerinden Antigonos'un yönetimi altına geçmiştir. Fakat Antigonos'un yenilgisi ve ölümü ile sonuçlanan İpsos Savaşı'ndan sonra (İ.Ö. 301) Antalya bölgesi Selevkoslar'ın Asya Krallığı ile Ptolemaislar arasında sık sık el değiştiren bir bölge olmuştur.